Hayat bazen bizi beklenmedik sürprizlerle buluşturur. Özellikle çocuklarımızın ihtiyaçları, bizlere yeni kapılar açabilir. İşte bu durum, bir baba için gerçek oldu. İsmail Yıldız, oğlu Efe'nin okul ödevi için gerçekleştirdiği bir etkinlikle yeni bir hobiye adım atmış oldu. Ebeveynlerin çocuklarıyla birlikte vakit geçirmesi her zaman faydalıdır; ancak İsmail'in hikayesi, sadece bir baba-oğul ilişkisini değil, aynı zamanda bir tutkunun nasıl filizlenebileceğini de gözler önüne seriyor.
İsmail'in hikayesinin başlaması, oğlu Efe'nin okulda yapması gereken bir proje ödeviyle oldu. Okulun belirlediği tema, “Doğa ve Çevre” üzerineydi ve Efe, babasından yardım istedi. Birbirlerini destekleyerek bu projeyi tamamlamak için uzun saatler geçirdiler. Yapacakları araştırmalar sırasında İsmail, doğaya olan ilgisini yeniden keşfetti. Çocukluk yıllarında ağaç dikerken veya doğa yürüyüşleri yaparken hissettiği heyecanı, oğlu sayesinde yeniden yaşadı.
İsmail, Efe ile birlikte doğayı keşfetmeye başladıklarında, küçük çocuğun heyecanı onu da sardı. Bilgi alışverişi yaparken, Efe'nin soruları ve merakı karşısında İsmail, kendisini daha önce hiç yapmadığı şekilde, eğitici bir deneyimin içinde buldu. İki neslin bir arada aynı konu üzerinde çalışması, baba-oğul ilişkisini pekiştirirken, İsmail’in doğayı koruma konusunda ne kadar tutkulu olduğunu ortaya koydu.
Proje tamamlandıktan sonra bile İsmail, bu deneyimin devamını getirmek istedi. Arkadaşlarıyla paylaşmak için doğa yürüyüşlerine çıkmaya, bitki yetiştirmeye ve çevre konularında daha bilinçli olmaya karar verdi. Efe için başlattıkları bu süreç, aslında İsmail’in hobiye dönüşen bir tutku haline geldi. Şimdi, babaların çocuklarıyla birlikte doğa yürüyüşleri yapma ve doğayı keşfetme deneyimlerinin önemini vurguluyor.
Gördüğü manzaralar, bitkiler ve hayvanlarla ilgili bilgilerini zenginleştiren İsmail, doğa fotoğrafçılığına da ilgi duymaya başladı. Artık sık sık doğa manzaralarını yakalamak için yürüyüşe çıkıyor. Kendi sosyal medya hesaplarında fotoğraflarını paylaşarak takipçilerini de bu güzel doğayı koruma konusunda bilinçlendiriyor. Böylece, İsmail'in hobisi bir süre sonra toplumsal bir bilincin de başlatıcısı haline geldi.
Özellikle pandemi döneminde doğa ile iç içe olmanın verdiği huzur, birçok insan için bir nefes alma yolu oldu. İsmail, kendi deneyimlerini paylaştıkça bu hobisini daha da geliştirmeye ve insanları doğayı koruma konusunda bilinçlendirmeye devam ediyor. Eğitim aldıkça ve daha fazla insanla bu konuları tartıştıkça, hobisinin nasıl bir yaşam tarzına dönüştüğünü gözlemliyor.
Efe ise babasının bu yeni hobisine son derece duyarlı ve destekleyici bir şekilde yaklaşıyor. İkili, her hafta belirli günlerde birlikte program yaparak doğal alanları ziyaret ediyor ve birlikte yeni şeyler keşfediyorlar. Bu süreç, Efe’ye doğayı daha iyi tanımanın yanı sıra, onun iletişim becerilerini geliştirme fırsatı da sundu. Çocukların doğa ile olan bağlantısı, onların hayal gücünü ve yaratıcılığını da tetikleyerek tüm yaşamsal gelişimlerini olumlu yönde etkiliyor.
Sonuç olarak, İsmail ve Efe’nin hikayesi, sadece bir ödevle başlayan bir tutkunun ötesine geçiyor. Bu tür anekdotlar, ebeveynlerin çocuklarıyla daha verimli ve tatlı anlar geçirmelerini teşvik ediyor. İsmail artık sadece bir baba değil; aynı zamanda bir doğa sevgi dolu tutku sahibi ve bu sevgisini oğlu aracılığıyla daha geniş kitlelere yayma fırsatını yakalamış durumda. Öyle görünüyor ki, bazen en sıradan görevler bile, insanın hayatına yeni bir ışık tutabilir ve yeni hobilerin doğmasına neden olabilir.