18 Ekim 2023 tarihinde Sivas'ta meydana gelen 3.2 büyüklüğündeki deprem, bölge sakinlerinde tedirginliğe yol açtı. Saat 15:30 sularında gerçekleşen sarsıntının merkez üssü, Sivas şehir merkezine yaklaşık 10 kilometre mesafedeki bir noktada olarak belirlendi. Sarsıntının derinliği ise 7 kilometre olarak ölçüldü. Deprem, Sivas’ın yanı sıra çevre illerde de hissedildi ve birçok vatandaş, aniden yaşadıkları bu sarsıntıyla birlikte büyük bir panik içerisinde kendilerini dışarı attı.
Deprem sonrası Sivas Valiliği’nden yapılan açıklamalarda, can ve mal kaybı yaşanmadığı bildirildi. Bununla birlikte, yerel yetkililer ve AFAD ekipleri, olası artçı sarsıntılara karşı hazırlıklı olunması gerektiği konusunda uyarılarda bulundular. Elde edilen verilere göre, deprem öncesinde bölgede herhangi bir sismik aktivite kaydedilmediği dolayısıyla bu durum, sarsıntının sürpriz etkisi yarattı.
Vatandaşlar, deprem sonrasında sosyal medya üzerinden paylaşımlar yaparak, yaşadıkları korku dolu anları aktardılar. "Tüm ev sarsıldı, önce ne olduğunu anlayamadım" diyen bir Sivas sakini, yaşadığı anıyı sosyal medyada paylaştı. Diğer birçok vatandaş da benzer duygular içerisinde olduklarını ifade ederek, depremin kısa süreli ama etkili bir panik yarattığını dile getirdi.
Jeologlar, meydana gelen bu sarsıntının büyüklüğünün halk arasında büyük bir tedirginliğe yol açtığını ancak Sivas’ın yer aldığı bölgenin, büyük depremler açısından daha az risk taşıdığını ifade ettiler. Özellikle Sivas'ın, Türkiye'nin sismik haritasında "orta riskli" bölgeler arasında yer aldığını belirten uzmanlar, yerel yönetimlerin ve halkın, bu tür sarsıntılara karşı bir hazırlık içerisinde olmasının önemini vurguladılar. Türkiye, çeşitli bölgeleri itibarıyla farklı sismik risk seviyelerine sahip ve bölgedeki yer altı hareketliliği, uzmanların sürekli takip ettiği bir durum.
Bu büyüklükteki depremler, genellikle yıkıcı değil ancak farkındalık yaratıcı nitelikte sarsıntılar olarak değerlendirilmektedir. Uzmanlar, Sivas ve çevresinde yaşayanları olası büyük depremler için önceden bilinçlendirme ve hazırlıklara yönlendirme stratejilerinin geliştirilmesi gerektiğine dikkat çekiyor. Özellikle okul binaları ve kamuya açık alanlarda da sismik risklere karşı güvenlik önlemlerinin artırılması önerilmektedir.
Bu tür küçük depremlerin, büyük depremlerin habercisi olabileceğine dair çeşitli spekülasyonlar da gündeme gelebiliyor. Ancak bilim insanları, kesin bir ilişki kurmanın zorluğuna vurgu yaparak, halkın her zaman böyle bir ilişki düşünerek yaşamaması gerektiğini ve stresin, bilinçsizce paniğe neden olabileceğini belirtiyorlar.
Sonuç olarak, Sivas’taki bu depremin ardından basında ve sosyal medyada çokça yer bulan tartışmalar, doğal afetlere karşı daha hazırlıklı olunması gerektiğini bir kez daha gözler önüne serdi. Sivas halkı, kısa süreli bu sarsıntı ile bir kez daha deprem gerçeğini hatırlarken, yetkililer ise halkı bilinçlendirmeye yönelik çalışmalarını sürdürüyor. Olası gelecekte benzer olayların yaşanmaması için yerel yönetimlerin, düzenli tatbikatlar ve bilgilendirme seminerleri düzenlemesi önem arz etmekte.